24 Eylül 2018 Pazartesi

mindfulness (bilinçli farkındalık)

Merhaba, çok çok uzun bir aradan sonra tekrar yazmak. Yazacak bolca vaktinin olması paha biçilemez. Bu sefer biraz farklı yazıyorum ama.  Kendimi tekrar tanıtacak olursam ben Uzm. Klinik psikolog Aynur Deniz. Moda benim için vazgeçilmez bir tutku olsa da sanırım uzmanlığım alanında bir şeyler paylaşmak daha iyi bir fikir olabilir diye düşündüm. Merak ettiğiniz tüm konuları ele alıp yazacağım. 
Öncelikle size yaklaşık 1 yıldır hayatımda olan mindfulnesstan bahsetmek istiyorum. Aslında master dönemimde tanışmıştım kendisiyle. Bir arkadaşım, Karaköy'de şirin bir kafede otururken bana küçük bir egzersiz yaptırmıştı. '' anda kalmak'' demişti. '' Etrafına bir baksana ne çok ayrıntıyı kaçırıyoruz geçmiş ve geleceği konuşurken. Bak mesela şu avizeyi fark etmişmiydin? , Müzik ? peki ya kafede ki  leziz koku ? kahvenin dilinde bıraktığı tat ? '' O an yaşadığım hisleri tarif etmek çok zor. Ben yaşadığım her andan keyif aldığımı düşünürken aslında hiçte öyle değilmiş. Farkında olmadan yaşıyormuşum. Bu küçük egzersizi ara ara yapsamda mindfulness bir okyanusu hatta bir sonsuzluğu kapsıyordu. Araştırmalarım içerisinde farklı egzersizler buldum ve deneyimledim. Bedenim,hayatım,duygularım,duyumsamalarım her geçen gün benliğimle daha fazla bütünleşmeye başladı. Sonra hayatımda ki en doğru kararlardan birini vererek Doç. Dr. Zümra Atalay'ın eğitimini verdiği Mindfulness temelli strest azaltma programına katıldım.Öğrendiğim tüm bilgileri çevremdeki insanlarla paylaştım. Hiç göründüğü kadar kolay bir durum değil, Farkında olmak. Çünkü farkındalığınız her anlamda gelişiyor ve çevrenizde olan olumsuz durumlarında farkına varmaya başlıyorsunuz. 
Jon Kabat-Zinn mindfulness'ı şöyle anlatıyor; ''belli bir şekilde dikkati yönlendirmek demek: bilinçli olarak şimdiki an içinde ve yargılayıcı olmadan. Hayatımızın birbiri ardına gelen anlardan oluştuğu gerçeğini fark ettirir. Bu anların içinde tam olarak mevcut değilsek, hayatımızda en değerli olan şeyi görmezden gelmekle kalmayız, aynı zamanda büyüme ve değişme fırsatlarının zenginliğini ve derinliğinide gözden kaçırırız. Mindfulness, kendimizi hayatın akışına entegre etmek, kendi iç bilgimiz ve  canlılığımızla bağlantıya geçmek için basit ancak çok etkin bir metottur.'' 
Gündelik hayatta huzuru bulmak kitabında ise; Dalgalar durdurulamaz, ancak onlarla sörf yapmak öğrenilebilir.'' demiştir.

Her anı farkındalıkla yaşayacağınız bir gün diliyorum.

Sevgiyle kalın.



                                                                                                                       Uzm. Psikolog
                                                                                                                         Aynur Deniz
Devamını Oku »

24 Eylül 2016 Cumartesi

R E D

Merhaba. Havaların  soğumasıyla beraber, yeni sezon trendler bizi ele geçirmeye başladı. Bu sezon beni en mutlu eden trend ise; kırmızı oldu. En az sevdiğim renkler arasında olan kırmızı, son günlerde favori rengim. Şöyle bir dolabıma göz gezdirdim de neredeyse hiç kırmızı bir parçam yoktu.  Eylül ayı alışverişimde ise sıkça tercih ettim. Bu ay ki alışverişimde de en sevdiğim parça bu deri ceket oldu. Kırmızıya hissettiğim bu yeni duyguları da artık iyice kısalan saçlarıma bağlıyorum. Bu saç modelime kırmızı ayrıntılar eklediğim zaman daha iyi hissettiren bir look oluşuyor. Hayatımızda yaptığımız minik yenilikler, başka yeniliklerin oluşumuna da etki ediyor. Korkmayın ! Sadece biraz cesaret.. Kendiniz adına yaptığınız minicik yenilikler böylece hayatınızın bir sürü alanına yayılıyor. Şimdi aklınızdan geçen o minik yeniliği yapma zamanı. Yeni saç,yeni renk.. sizin için ise yenilik hangisiyse yeni aşk,yeni iş,yeni şehir,yeni çizme,yeni elbise... Her neyse. Tam şimdi yapma zamanı. O zaman bu post'un mottusu da '' Bir cesur adım, birazda umudun olsun. Uçmaya hazır bir çiftte kanadın olsun. ''  






Tulum: Stradivarius
Deri ceket: Zara
Çanta: Victoria's Secret 
Ayakkabı: Nike




En güzel günler sizin olsun. :)




A.






Devamını Oku »

12 Ağustos 2016 Cuma

Summer // 2016


Herkese Merhaba :) Bugün size bol fotoğraflı bir yaz postu hazırlıyorum. Şu tatiller nasıl bir nefeste geçip gidiyor, anlamıyorum. Yine de şikayet etmiyorum,her günümü dolu dolu geçirdiğim için ve her günüme kocaman tebessümle uyanmama sebep olan herkese şükürler olsun ! 
365 günün her gününü anlamlı hale getirmek elimizde fakat maalesef bende kışın biraz daha depresif, yazın ise kıpır kıpır bir deli kız oluyorum. Veee biliyorsunuz ki, ben bu mevsimi çok seviyorum.
Peki. Başlayalım o zaman. Öncelikle harika bir Bodrum tatiliyle başlıyoruz. Yalıkavak,Gümbet,Gümüşlük,Türkbükü hepsi bana, çikolata mutluluk ilişkisini hatırlattı. 


Daha sonra, Bozcaada'ya yolculuk başladı. Huzur,dinginlik,mutluluk,aşk,sağlık,şarap,buz gibi deniz,balık,rakı,içten insanlar,samimiyet,güven,kilidi üzerinde açık kapılar,bakkal,mitos,polente...
Bozcaada benim için saymakla bitmez. İlginç bir çekimimiz var. Bozcaada'yı hayal etmeden ve adayı hissetmeden olmaz. Kendinizi bir yer olarak tanımlasanız neresi olurdu ? Benim cevabım Bozcaada olurdu. :)







Sonra ki durağımda Antalya oldu. Ailem,çocukluğum,dostlarım.. Bu arada Kaş'a hala gitmediyseniz, mutlaka gitmelisiniz. Bu kadar temiz ve berrak deniz bulmak zor. Muhteşem bir denize sahip. Deniz altı canlıları fobim yüzünden yapamasam da siz mutlaka dalın. Bende bu korkumu yenip bir gün bunu yapacağım. :)






Son olarakta Fethiye'ye gidilerek son buldu tatilim. Ölüdeniz,Göcek,Dalyan ve güzel harika koylarla karşılaştık. Favorim ise Göcek oldu. Marinası,evleri,sokakları göz kamaştıracak kadar görkemli ve güzel.




Bir kez daha anladım ki harika bir ülkede yaşıyoruz.Her adımı keşif.  Sizde bana keşiflerinizi,tatillerinizi anlatmak,paylaşmak,tavsiye etmek isterseniz merakla bekliyorum. :)


En güzel günler sizin olsun. 





A.





















Devamını Oku »

8 Haziran 2016 Çarşamba

color coat to life

Merhaba.. Havaların ısınmasıyla birlikte renkler ortaya çıktı. Renklerin, insan psikolojisi üzerinde ki etkisini bir çoğumuz biliyoruz. Giydiğimiz kıyafetlerin renk tonları da,bizim gün içerisinde ki ruhsal durumumuzu etkiliyor. En sevdiğiniz rengi düşünün. Üzerinizde taşıdığınız kıyafet tamda bu renkse içinizde hissettiklerinize odaklanın. İşte tam olarak anlatmak istediğim de bu. O sizin renginizdir ve sizi etkiler. Bir önceki yazımda Prof. Karen Pine'ın minik detayların bile gün içeresinde ki psikolojimizi büyük ölçüde etkilediğinden bahsetmiştim. Minik bir broşun,t-shirtümüzde ki minik yırtığın,lekenin olumlu ve olumsuz etkilerini gün boyu yaşayabiliyoruz. Bende bunun renkler üzerinde ki etkisini vurgulamak istiyorum. Hepimiz hayatın yoğunluğu içerisinde bu detayları umursamıyoruz. Tercihlerimiz her zaman insanların bizi nasıl daha iyi görmesiyle ilgili. Siyah olsun daha zayıf görünmeliyim,ciddi görünmeliyim,sexi olmalıyım gibi.. Farkında olmadan diğer insanlar odaklı tercihler yapıyoruz. Ne istediğimizin farkına bile varamıyoruz. Bırakın insanlar ne düşünürse düşünsün. Önemli olan siz ve sizin mutluluğunuz. Ayrıca iyi bir stil sahibi olmak istiyorsanız da Ann Taylor'ın sözünü unutmayın: '' Stil ile ilgili en önemli şey,gülümsemenizi giyebilmektir.'' 
Renklerden bu kadar bahsetmişken, son zamanlarda renkli deri ceket trendine en çok mutlu olanlardan biri olabilirim ve çok fazla tercih ettim.  Neler giydiğimi,aşağıda paylaşacağım.
Kıyafetlerinize ve Hayatınıza renk katmayı unutmayın. :)








En güzel günler sizin olsun. 


A.







Devamını Oku »

7 Mart 2016 Pazartesi

Moda ve Psikoloji

Merhaba:) Son zamanlarda insanların giyim tarzlarının psikolojileri üzerinde ki etkilerini araştırıyorum.Kıyafetlerimizin psikolojimiz üzerinde büyük bir etkisi var.Bunun kendim üzerinde ki en büyük örneğinin de blog yazılarım olduğunu gördüm.Sezon trendlerinden ne kadar bahsetsem de benim yazılarımda her zaman üzerimde ki kıyafetlerin neler hissettirdiğine dayandı. Profesör Karen Pine'ın geçen yıllar da Vogue dergisinde yayınlanan bir yazısından çok etkilendim ve bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.

Pine, giydiğimiz kıyafetlerin kişiliğimizi yansıtmak için kullandığımız güçlü iletişim araçları olduğunu söylüyor. “Giymeyi tercih ettiğimiz şeyler ve uyum sağladığımız trendlerle, başkaları üzerinde farklı izlenimler bırakıyoruz. Bütün araştırmalar, karşımızdakinin kıyafetlerine bakarak zekasıyla ilgili bile hüküm verdiğimizi ortaya koyuyor.” Dış görünüşün, özellikle iş görüşmelerindeki önem ve etkisini zaten biliyoruz. Pine bunu örneklerle doğruluyor: “İş görüşmesine giderken maskülen giyinen kadınların, o işe kabul edilme ihtimalleri daha yüksek. Kışkırtıcı giyinen kadınlar ise daha yetersiz görülüyor.”
Kıyafetlerimizle verdiğimiz mesajlar, moda psikolojisinin en çok ilgilenip araştırdığı alanlar. Pine, ilk kez gördüğümüz biriyle ilgili fikrimizin oluşması için üç saniyenin yeterli olduğunu söylüyor. İlk izlenim araştırmaları da bunu kanıtlayan sonuçlarla dolu. “Erkekler için, kişiye özel dikilmiş bir takım elbiseyle, mağazadan alınmış bir takımın bıraktığı izlenimleri ölçtük. Üç yüz erkek ve kadın katılımcıya, üç saniyeliğine bir fotoğraf gösterdik. Takımları giyen erkeklerin yüzü, sadece kıyafete göre karar verilmesini kolaylaştırmak için karartılmıştı. Sonuçta, özel dikim takım elbise giyen erkeklerle ilgili yargılar çok daha olumluydu. Daha kendilerinden emin, başarılı, çok kazanan ve esnek kişiler olarak tanımlandılar.” Bu sonuca bakarak çok küçük değişikliklerin bile algıda farklılık oluşturduğunu söylemek mümkün. Ve tabii bu izlenimlerin yalnızca birkaç saniyede oluştuğunu. Bu da, giyimimizdeki minik detayların aslında çok etkili ve önemli olduğunun kanıtı. Yani aksesuarların. Veya kaçmış bir çorabın. Değişik bir küpenin. Yakamıza taktığımız bir broşun. “Kopmuş bir düğme gibi başkalarının fark etmeyeceğini düşündüğümüz şeyler bile ilk izlenimi çok etkiler” diyor, Pine. Ve yine kıyafetlere bakılarak, birkaç saniyede olmasa bile kişiliklerle ilgili tespitlerde bulunulabileceğini anlatıyor: “Bir kişi lider mi yoksa takipçi mi, hemen anlayabiliriz. Liderler, yeni trendleri çabuk uygular. Farklı olmaktan çekinmezler. Takipçiler ise kalabalıktan sıyrılmak istemez. Modaya uygun giyinirler ama başkalarından farklı olmaktan da hoşlanmazlar. Vücudumuza duyduğumuz güveni de giysi seçimlerimiz ele verir. Hatları çıkaran kıyafetler, kendine güveni gösterir. Ama bazı kadınlar vücutlarıyla barışık değildir ve kıyafetlerin arkasına saklanmak isterler. Bütün giysi seçimlerimiz içseldir. Bu yüzden de tercihlerimizi ve kişiliklerimizi ortaya koyar.”



Kıyafetler bizi bu kadar ele verirken hataya düşmemiz de çok kolay. Pine’a göre bu risk özellikle vücuda oturan kıyafetler giydiğimizde artıyor: “Beden hatlarını belli eden şeylerle vücuduna güvenen biri imajı verebiliriz. Ama giydiklerimiz kışkırtıcıysa, bu stil aleyhimize de dönebilir. Özellikle iş ortamında, bu tarz giyinen kişiler giyinmeyenlere kıyasla daha az zeki ve daha az becerikli olarak algılanır. Aynı şey moda kurbanları için de geçerli. Sürekli trendy şeyler satın almak, kolay etki altında kaldığınızı, pazarlamacılar ve medya tarafından manipüle edilebildiğinizi gösterir. Giyimle ilgili bir diğer hata da, kişisel stil geliştirmekle uğraşmamaktır.”
Bu yazıdan sonra öğrendiğim bir diğer şey ise vücut tipine göre giyinmek ne kadar önemli ise,kendi iç dünyamızı tanımak,karakter ve kişiliğimizi keşfetmekte bir o kadar önemli. Gardırobumuz için parçalar seçerken bu detayı bir çoğumuz görmezden gelebiliyoruz. Sadece moda diye alıp yıllarca etiyetiyle duran kıyafetlerimiz var. Keşfettikçe bu parçalardan sıyrılıyor ve daha real kararlar alıyorsunuz. 


         En güzel günler sizin olsun.


A.
Devamını Oku »

5 Şubat 2016 Cuma

Holiday

Uzun zamandır bu tatile ihtiyacım vardı. Denizle dertleşmeye,maviyi ak denizi görmeye... Çocukluğumdan beri yaptığım alışkanlığım. Sahil kenarına geçip huzuru hissetmek.Rüzgarın yüzünüze fısıldaması,dalga sesleri bence bunlar tesadüf olamaz.Biz insanların arınmaya ihtiyacı olduğu zaman kendine getirecek nokta. Kendinizi dinlemek,içinize dönmek ve kendinizi iyileştirmek...Nil Karaibrahimgil'in dediği gibi her şeyinizi paylaşın ama yalnızlığınız size kalsın. Yoksa unuturuz kendimizi,kim olduğumuzu. 
Midi boy elbiseler bu yılın en trend parçaları arasında yer alıyor. Bende bugün Zara'dan aldığım çizgi detaylı bir elbise tercih ettim.Çocukluğumdan kalma kot ceketimle ise adeta çocukluğuma geri döndüm. Kolları birazcık kısa kalsa da hiç aldırış etmedim. Eğer stil sahibi olmak istiyorsanız içinde mutlu olduğunuz parçalar giyip gülümsemek en önemli şey.




Elbise: Zara
Ceket: Vintage
Çanta: Zara
Eldiven:Koton
Bot: Mango


En güzel günler sizin olsun. :)



A.



Devamını Oku »

27 Aralık 2015 Pazar

Pajamas Style

Herkese Merhaba. Vintage vatkalı gömleklere bayılan kitlenin arasında bende varım. Tabii o vatkaları her zaman çıkarırım.Bu tarz gömlekler elimin ilk gittikleri arasında. Rahatlığına ise diyecek tek kelimem yok. Her zaman bir parça saten pijamaları anımsatmıştır. Acaba bu pijamaları gömlek niyetine kullansam diye yıllarca aklımdan geçirdim. Bir gün,bir çoğunuzun bildiği Duygu Özaslan'ın profilinde gezinirken tamda bu durumu gerçekleştirdiğini ve harika olduğunu fark ettim. Bende cesaret alıp denemeliyim dedim. Harika bir duygu ve ben bu işi çok sevdim. 



Üst: Koton
Jean: Terkos Pasajı
Ayakkabı: Stradivarius
Çanta: Nine West






Devamını Oku »